13 Ağustos 2020 Perşembe

Yol Ayrımı

     

          Yaşlı kadın kazıyordu. kazdıkça açılıyor ve ferahlıyordu.

Ama kazdıkları yetmiyordu.

Kazdıkça, çıkardıkça yeni bir katman daha çıkıyordu.

Tın sesi duyuldu ama katman açılmadı.

Tam vuramadığını düşündü.

Ama ikinci vuruşta fark etti ki,

katman çok sertti.

Bir daha, bir daha, bir daha ...

Kim bilir kaç kez vurdu üst üste ...

Sadece küçücük bir çatlak oluşmuştu.

Sanki gücü tükendi.

Oraya yığılacaktı.

Bir an şunu fark etti,

Her şey yine eskiye mi dönüyor...

Yeniden mi aynı yerden mi başlıyor.

Kazının başlangıcında sert katmanı kırmıştı oysaki.

Daha sonraki katmanlar böyle olmayacaktı. 

Ya da olmamalıydı.

O böyle hayal etmemişti.

Ne kadar kolaylaşmıştı işi...

Derken  bu katman ...

Ne yapacak şimdi.

geri dönemez ya 

Dönmek de istemez zaten...

Ha gayret dedi başladı.

40 gün 40 gece  kazma salladı.

Salladı ama ne çare

Katmanın bir kaç yeri kırılmıştı sadece 

O koskoca kabuk nasıl olacak da tamamen kırılacak,

aklı almıyordu.

öyle bir katmandı ki kırıldıkça yeni yeni şekillere giriyor 

ve kendisini gösteriyordu. 

bu katman başka katman dedi.

oturdu.

Düşündü, düşündü, düşündü...

Haydi dedi kendi kendine ...

al eline kazmayı 

aldı eline kazmayı ve 

bu katmanı da geçmenin bir yolu bulunur dedi.

başladı vurmaya

az vurdu, az dinlendi

az vurdu az dinlendi...

sonra ne mi oldu 

derler ki o katmanı kırmış

içindeki ışığı bulmuş

o ışık onu güzelliği ile yıkamış 

dağlarda gezinir, anlatır, şifa dağıtırmış.

gerçek şifayı arayanlarla yollarda buluşurmuş