7 Mayıs 2021 Cuma

YOL ve KULÜBE

                                      Dev baktı O'na ve O'nu içeri davet etti 

      Ve yeni bir yaşam başladı kulübede, rahibe ile dev arasında ... 

Dev O'na daha önce böyle sevgi dolu bakan olmadığı için bu kadına bir şans tanıdı.

Rahibenin sakinliği, sevgisi, dikkati sanki Dev'i günbegün sakinleştirdi.

Rahibe de Dev'den çok şey öğrendi.

Empati kurdu.

Böyle büyük bir vücudu ve herkesin korkup kaçtığı biri olsa o herkese nasıl davranırdı, diye düşündü.

O'nu anlamaya çalıştı.

Güzel günler geçirdiler.

Rahibenin sakinliği ve düzeni Dev'i etkiledi.

Aralarındaki ilişki iyice güçlenince Dev bir gün Rahibeyi omuzlarına aldı.

Rahibeye tüm ormanı gezdirdi.

Rahibe dünyayı daha önce hiç böyle görmemişti.

Ağaçların tepeleri, gökyüzü ve bulutlara ne kadar yakındı.

Ve yere , toprağa  ne kadar uzaktaydı.

Aralarındaki ilişki o kadar kuvvetlendi ki,

Sonunda bir gün Dev,

Rahibeye kulübenin içindeki küçük kapıyı gösterdi.

Rahibe o kapıyı açtı ve karşısına yepyeni bir yol açıldı.

Bu yol öyle bir yoldu ki,

Ormanın , evrenin kalbine giden yoldu.

Minik perilerin uçuştuğu bir yol...

Derler ki bu yolun sonunda ,

rahibe hem kendisine, hem hocasına kavuşmuş...

19 Mart 2021 Cuma

Su

 Artık suya inme zamanı....

İşte orada ... 

Su karşında gir içine ve yüz tüm benliğinle

Sudasın artık...

Mavi denize kavuştun, kızgın kumlardan ...

Yüzüyorsun 

Suyun her yerinde ol !

Suyu hisset!

Öğlenin sıcağından akşamüstü serinliğine geçiş...

Yazdan sonbahar rüzgârlarına ...

Yalnızlıktan bağ kurmaya ...

Etrafını daha iyi anlamaya başlıyorsun ...

Dokun, hisset, birleştir, uyumlaştır 

Aşkla









17 Şubat 2021 Çarşamba

DAKİKLİK EKSİKLİĞİ

                                         Seninle yeni tanışıyoruz. Aşırı ve tedbirli erkenciliği yeneyim derken sen geldin karşıma. Tembelliğin ve ertelemenin kardeşi gibi çıktın karşıma.

Varlığın beni yoruyor. Hem de çok yoruyor. Aristo'nun yolunda geldin buldun beni Aristo'yu anladıkça daha iyiye gidecek. Daha iyi ilerleyecek ve yürüyecek.

Kendimi dövemeden hoşçakal diyorum sana misafirliğin kısa olanı makbulmuş. hoşçakal

Tembellik

 Ayaklarımın altındaki pranga gibisin. Sana kandığım ve seni duyarak hareket ettiğim her an sanki daha da ağırlaşıyorum. Çok ağır hantal bir şeye dönüşüyorum. Oradasın ve oradasın .... 

Sana çok düşüyorum bu aralar.. Altından neler neler çıkıyor.

Atalet, kibir, mükemmeliyetçilik birlikte yol alıyorsunuz. İçinizde dönüp kaybolabilirm. Geçmişte çok yaptım.

Oradasın ama ben eyleme ve harekete doğru yürüyorum. Kendime olan özsaygım için. Kendşmden daha iyisini doğurabilirim. İşte o sebeple seni bırakıyorum.

Hoşçakal. Yavaş yavaş uzaklaşacağım senden. 

Hatta uzaklaşıyorum bile hoşçakal...

14 Şubat 2021 Pazar

Bencillik

 İçimdesin oradasın biliyorum. Hep zaman kolluyorsun. Seni sobelemek pek kolay değil. Olsun.Yapıyorum. Yapacağım. Zihnimden geliyor gibisin ama duygularımın karmaşasından çıkıyorsun ortaya.

İnsanoğlu insan olmak için seni yenmeli.

Öğreniyorum. Tanıyorum. Oradasın . Ben tüm gücümle sevgiye cömertliğe doğruluğa adalete doğru yürüyorum. Nezaket içinde uyumla birlikte gerçek bir yaşama doğru yürüyorum. Hep yürüyeceğim. 

İnsan olmak için hep birlikte uyum içinde yaşamak için. 

Tek bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşçesine ❤️

2 Ocak 2021 Cumartesi

Köpük Masalı

Küçük kız o sabah çok erken uyanmıştı. Aslında her sabah erken uyanırdı. Gün'ün onun yüzüne doğması çok hoşuna giderdi.
Bir şey daha vardı, en sevdiği sıcak süt içmek...
öyle çok da sıcak değil canım.
Ama soğuk da olmayacaktı, hıh tamam ılık süt severdi.
Annesi sabahları onun için ılıtırdı sütü ateşin üstünde.
Hafif bir köpük  bazen biraz da kaymak birikirdi.
Kaymağı sütün içinde sevmezdi. Ekmeğin üstüne alır öyle yerdi...
Ağzının tadını da biliyordu hani...
Her sabah sütün üstündeki köpüklere bakar, orada ne nesneler bulurdu. Bazen bir at , bazen de pamuk şeker. Bazen bir kelebek, bazen de bir kitap görürdü.
Annesine seslenirdi: Anne bak köpüğün üzerinde ne gördümmmm!
Çok heyecanlanırdı. Ardından gökyüzüne bakıp hayal ederdi. İlerde , büyüyünce nasıl bir kadın olacağını...
Ama ağabeyi hep durdurdu, Onu ...
 ' Yine mi köpük hayaller' 
Üzüldüğünü ya da kalbinin kırıldığını belli etmezdi, sakince kahvaltısına dönerdi. 
İçindeki pırpır eden kelebeği söndürmeden güne başlardı.
O kelebek sanki ona hep devam et diyordu, hayal etmeye devam et.
Ve küçük kız aylarca yıllarca hayal etmeye devam etti ta ki o sabaha kadar...
O sabahta erkenden kalkmıştı. Bu sabahın başka bir sabah olduğu içine doğmuştu. 
Artık büyümüştü ama hayatı aynıydı. Artık sütü o ısıtıyordu. Yemeği o hazırlıyordu. Evden o sorumluydu. Bir talibi gelirse evlenirse ancak bu evden ayrılabilecekti.
Ne o kitaplara ne de başka diyarlara kavuşmuştu. Ama yine de her sabah ılık sütünü içiyor ve köpüklere bakıyordu.
O sabah kapı çok hızlı hızlı çalındı. Kapıyı alacaklı gibi çalan bir yaşlı kadındı. 
'Çok zor durumdayız, Ben ve oğlum yolda kaldık. Ayrıca oğlum yaralandı. Yolumuzu kestiler arabamızı yıktılar eşyalarımızı çaldılar ve onlarla mücadele eden oğlumu ağır yaraladılar'
Maya kadını dinledikten sonra onları eve davet etti. Sıcak süt ikram etti. Oğlunun yaraları iyileşinceye kadar kalmalarına izin verdi. Zaten O da annesine bakıyordu. Ağabeyi çoktan evlenip gitmişti. 
Günler geçmeye başladı. Oğlan iyileşmeye başladı. Yaşlı kadın Maya'yı çok dikkatlice izliyordu. Sabahları köpüklere ve gökyüzüne bakışını gördü.  Ve bir gün çantasından bir minik kitap çıkardı. Masanın üstüne koydu. Maya'ya   tüm içtenliğiyle yardımlarının karşılığı olarak o kitabı verdi. Dedi ki: 'Elimde yalnız bu kitap kaldı, sana daha değerli bir şey vermek isterdim ama hırsızlar hepsini aldı.' Maya çok heyecanlandı. Çok teşekkür etti ve kitabı öylece setretti.
Yaşlı kadın 'Neden okumuyorsun'diye sordu. 
Maya -' Ben okuma bilmem ki' dedi.
Yaşlı kadın : ' Kitabın kapağını aç bakalım önce' dedi
Maya heyecanla kitabın kapağını açtı ve gördüklerine inanamadı. O güne kadar hayal ettiği her şey o kitaptaydı. Sanki o resimleri kitaba o çizmişti. 
Yaşlı kadın: 'sadece resimlere değil yazılara da bak bakalım'dedi.
Maya okuyamadığını unutmuş halde yazılara  baktı ve  kitap ona hikayeyi anlatmaya başladı:
'Bir zamanlar hayal etmeyi çok seven bir kız varmış. Her gün yılmadan hayal edermiş. Çok iyi kalpli, gül yüzlü bir kızmış. Çok uzun seneler hayal etmiş ama bir gün hayallerini bulmak için içtiği sütün köpüklerinden birine binmiş ve hayallerine doğru uçmuş...
Dağları denizleri gezmiş.
Yolda bazı duraklarda uzun bazılarında kısa kalmış.
Ama hepsine hayal etmekten vazgeçmeyen kızın öyküsünü anlatmış.'
Maya'ya ne mi olmuş ....
Sütün üstündeki köpüğün üstünde ....