29 Aralık 2015 Salı

BAYAT

Bayat ekmeklerle büyüdüm. ...
Sobanın üzerinde kızartırdı ananeciğim.....
Canım benim....
80'ler tabi.. 
Doktorlar tereyağ sağlıksız diyor, biz de sana yağı sürüryoruz o kızarmış bayat ekmeklere, nasıl şeniz ama... Yanında beyaz peynir ve mis gibi demlenmiş ıhlamurla..
Şimdi hiç bayat ekmek yemiyoruz.Ekmek biraz bayatlayınca buzluğa koyuyorum. Köfte harcına hazır malzeme olsun diye ..
Anlayamadığım bi durum var benim mi içim bayatladı yoksa ekmeklerin mi tadı yok ...
Ne çok çeşit ekmek var şimdi ama hiç biri o sobada yanmış sağlıksız sana yağı ile kaplanmış bayat ekmek kadar lezzetli değil...
Evde de kızartırdık bayat ekmekleri  babam 'öyle bir geçer zamanki ' dizisindeki baba karekteri 'Ali Kaptan ' misali devirirdi o sofrayı ....
Bana yine de tatlıydı o bayat ekmekler..
Bilinçaltıma öyle bir ananem tadı bırakmış ki bayat ekmekler...
Ne çok özledim seni ananeciğim......
Öyle bir yerdesin ki içimde kimse seni oradan alamaz..


18 Aralık 2015 Cuma

ÇOCUKLARDA İNAT : SINIR KOYMA

Batu'yla hem daha sağlıklı bir ay geçirmek için hem de kafamda biriken kuruntulardan kurtulup doğru bilgilerle kendimi yenilemek için her ay Jou Jou 'ya  gidiyorum.Seminerlerde doğru ve temiz bilgiye ulaşıyorum sorularıma birebir ve net yanıtlar buluyorum.Ve sonunda kendimi iyi hissediyorum.....

Bu ay seminer konusu ;çocuklarda inat idi.Benim gibi bir anne topluluğu olarak koşa koşa gittik bu konuyu duyunca ....
Sevgili Gül Çelik giriş konuşmasıyla bizim ne kadar yanlış bakış açısıyla çocuklara 'inatçı ' dediğimizi bize anlattı.

Her çocuğun her yaşının özellikleri olduğunu ve bu sırada dünyayı tanımak , anlamlandırmak için tepkiler verdiğini bizim buna karşın sınırlarımızı koymamız gerektiğini açıkladı.

Sınır koymalıyız çünkü gerçek hayatta hepimiz sınırlar içinde yaşıyoruz ve tehlikeden uzak ,doğru bir çocuk olması için , iyi bir insan olması ve  kendi sorumluluklarının farkında olabilmesi için  ve hatta kendi sınırlarını da doğru yerde doğru şekilde koyması için ;onlara sınırlar çizmeliyiz ve bu sınırlar içinde özgür olduğunu ona hissettirmeliyiz .Çünkü biz ebebeyniz ve hayatı bizimle öğreniyor ve anlamlandırıyor .

İşte bu güzel bilgileri sıcacık bir ortamda dinleyince içinde kendinizi de rahatça ifade edebildiğiniz ve sorularınızın gerçek yanıtlarıyla eve dönmek mutluluk hissini arttırıyor .Çocuğunuzla olan zamanın kalitesini arttıyor ve kendinizi iyi hissediyosunuz. Ben yaklaşık iki senedir böyle yapıyorum çok mutluyum ....:)


23 Kasım 2015 Pazartesi

KUMKURDU (İLK KİTAP)



Bitirdiğimde çocukluğumda niye benim bir kumkurdum olmadı dedim... Niye hayallerimde böyle bir kumkurdu yaşatmadım dedim. Ama sonra birçok kumkurdunun zamanını doldurukça yenisi ile devirdaim olduğunu anladım..

Bu kitabı iyiki okudum ..!

Gerçek bir dost tavsiye etti..

Uzun zamandır dokunmadığım ne çok duygu nöronum varmış...

O kadar doğru ve güzel duygularımı yeniden canlandırdı ki,gülümsememin bile rengi değişti.
    Ve bir anne çıkarımı olarak oğlumu ve bu dünyaya bakışını yeniden anlamlandırdım.
Çocuk gibi heyecanlı ve felsefi düşünmeyi ne çabuk unutmuşum teşekkür ederim Kumkurdu......

20 Ekim 2015 Salı

Kanatlarım ve ben

Bugün sabah oğluma bakınca düşündüm ve dedim acaba anneme en çok ne zaman ihtiyacım oldu diye cevabı bulmam on saniye sürmedi ..! Anne olunca...  Baktım ki oğluşum ağlıyor ve benden yardım istiyor ...İşte tam o an annemi istediğimi hiçbir şey yapmasa da yanımda olsa  dediğimi hatırlıyorum ve yanımdaydı .Ben şanslılardanım...Annem hep çok yakınımda oldu madden de manen de iyi ki öyle olmuş ...Hep olsun...
Aslında şunu daha iyi anlıyorum lafı dolandırmadan söyleyeyim.Büyürken kurtulmak istediğim ve kanatlarımı özgür çırpmak için can attığımız anlar olur...E tabi Türkiye 'de yaşıyoruz zor olur anne-kız ergenlik halleri ..Ayarlamak zordur anneler için kanatların ucunda bağlı olan misinanın boyunu...:)
Ergenlik yılları bu mücadeleyle geçerken..büyüdükçe hep dedim ki iyiki o misina var ve ucunda annem var...
Anladım ki annişimle anne olmuşum aslında ...
Annelik maceramın başladığı ilk günden beri aslında annemle de yeni bir maceranın başladığını şimdi anlıyorummm

19 Ekim 2015 Pazartesi

DOĞANIN ÇEŞİTLİLİĞİ


Biyojide türlerin çeşitliliği diye bir konu vardır.Darwin 'de hep bundan bahseder .Nekadar çeşitliysek o kadar şanslıyızdır.Çünkü gen havuzu daha geniş olur.Farklılıklar dünyanın tekdüzelikten kurtulmasına yardım ettiği gibi mevsimlerin daha güzel yaşanmasına , daha çok canlının olmasına sebep olur.Her farklı tür yeni bir soluk getirir.Her yeni soluk dünyanın dengeli dönüşüne bir denge katar...bozmaz.....
Biz insanoğlu olarak bunu anlayamadık  ya da anlamlandıramadık sanırım içimizde...Bu  yüzden her geçen gün daha çok bozuluyor doğanın dengesi.
Sevdiğimiz ya da sadece bize göre olanın kalmasını istiyoruz bu hayatta...Onun farlılığıyla güzel olduğunu başka bir anlam kattığını unutuyoruz ...Ve daha önemliside resimdeki düz çizgi dışında olan herşeyi kaldırınca karşımızda sıkıcı ve yorucu duran düzlükler monotonunun bize hayatın tadını kaçırttığını unutuyoruz..
Halbuki bir baksak resmin tamamına doğanın müthiş halini anlamlandıran şeylerin o aradaki farklı çeşitlikteki çizgiler olduğunu görüp bi sakinleşeceğiz..Kendimize geleceğiz...Ruh dengemizi bulacağız ...

8 Ekim 2015 Perşembe

BEKLEYİŞ

Güzel günler göreceğiz çocuklar ... demişti Nazım Hikmet ..

Evet güzel günler göreceğiz bekleyişi bu....Herkes ardından bir hayır bekler ya öyle günlerdeyiz.
Ben de kendimi aynı ruh halinde hissediyorum.İnsanların yüzü aynı şekilde bakıyor yarı umutlu ..Bir Mona Lisa tablosu gibi...Her an gelen haberin etkisine bürünebilme hissini taşıyor sadece yüzünde değil vücudunun heryerinde ...
Bitmeyen bir savaşta gibiyiz sanki ülkece ....Penceremden bakınca savaş filmlerindeki günlük hayatı görüyorum dışarda .Birazdan patlayacak bombanın sessizliği ve en kötüsünü ilk olmayan bu bombanın yarattığı alışkanlık hali...
Herkes gibi ben de bu filmin mutlu sonunu bekliyorum

6 Ekim 2015 Salı

BAŞLANGIÇ

                         BAŞLANGIÇ

Penceremden dışarı bakarken bakışlarımın böyle suskun kalmamasına karar verdim.Başlamalıyım dedim.Vaktimi çok geçirmeden yazmalıyım .İçimdekini dışa vurmalıydım artık...Bazen kusarcasına ... bazen sunarcasına ...Bu da benden bir demet bu dünyaya ......
Bu pencereden herkese merhaba