25 Ekim 2016 Salı

Masal Akşamı

Ne güzel bir masal akşamıydı yine ....
Herşey bir uyum  içinde...
Beni Sıla Topçam'ın ağzından dökülen 'hoşgeldin'karşıladı....
Ne kadar içtendi....
Kou Jou da herzamanki sakinlik ve huzur ..
İçeri girince içine doluyor insanın....
Bu akşam çok eğlendim ben bu güzel aşk masallarıyla...
İnsan gerçekten içine girebildiği bir masalla ne kadar eğleniyor, yakınlaşıyor ve ayrılası gelmiyor....
Ne güzel dökülüyor o kelimeler ve bir daha bir daha dinleyesi geliyor ....
İyiki varsınız hepiniz ve bu masal akşamları var.....İyiki....

Zehrim

Aslında hep oradaydın ama hiç yoktun.....
Gerçekten hiç olmadın sen,varlığın oradaydı ama kendin hep eksiktin...
Yoktun ..... Benim hayatım senin varlığındaki yoklukla geçti, belirsiz....
O kadar kendime yettim ki ; ben de amma yetiyorum kendime demedim.
Kendi işimi kendim görmeliyim dedim ve uzaklaştım ....
Kendi işimi yaptıkça özgürleştim ....
Maddi ve manevi bağımı kopardıkça yaklaşamadın....
Ve aramızda olan çözülemeyen aslında Senden kaynaklı sürtüşmeler bitti....
O sürtüşmeleri hep yaratırdın ,sanki bir zehir bulaştırırdın üstüme ,
Ben öfkeyle kusardım onu....
En değerlin vardı senin tüm merhametin ,şefkatin,sıcaklığın,affedebilme yeteneğin , şifaların onun içindi....
Bana düşen bir iksir şişesi zehir...
Hep hazırdı bir köşede ,ben gelirsem diye yedekte....
Ergenlikteki misinalar falan aslında kendini mutlu etmek için
Yavrum olunca inandım sana ,sanki gerçekten içtendin....
Ben yine kendi işim, kendi sorumluluğum dedim...
Dedikçe sen kendince bir hikaye yazdın kendini mutlu etmek için....
Ama onların hepsi benim zehrim oldu.....
Ve anladım ki sen kendini yüceltmek için varsın beni değil....
Ne acı bunların hepsi benim zehrim .....
Ve hergün sunuyorsun bana koca bir kazan dolusu.....
Severken mi zehirliyorsun,yoksa zehirlemeyi mi seviyorsun
Tüm sözlerin benim zehrim.....
Çünkü sen ya hep ya hiçcisin ya en kıymetlin olunur ya da ........

18 Ekim 2016 Salı

DEV

Dev bir adam yanaştı yanıma yıllar önceydi... O kadar sevecendi ki....Sıcacıktı. Başımı okşadı.
Dev bir adam yanaştı yanıma yıllar önceydi...Gülümsedi ...Sıcacıktı...
Dev bir adam yanaştı yanıtma yıllar önceydi...Gülümsemesini ve o sıcacık olan herşeyi alıp gitti..
Dev bir adamdı o kadar devdi ki ne ara küçüldü , ne ara söktü tüm diktiklerini...
O dev adam masal kapısından çıkabilmek için küçüldü ve gitti..
Halbuki o dev adam içindi o masal kapısı aynı Alice Harikalar Diyarı gibi küçülüp büyüyordu kapılar da adamlarda ...
O küçülmeyi seçti
Sonra biraz sonra
Başka başka devler geldi yanaştılar , dayanamayıp sonra küçüldüler....
Küçk bir çocuk baktı arkalarından ....
Küçülen kapıyı kapattı...
Yürüdü, yürüdü ,yürüdü....
Dev adam yine çok yaklaştı ......
Ne yazık ki kapı ardına kadar kapanmıştı...tüm söktükleriyle beraber....
O dev adam onun olmayan mantarlardan yedi ve onun olmayan fasulye sırıklarına tırmadı....
Çocuk o mantarlara baktı ve fasulye sırıklarına adamı göremedi ...
Çocuk yürüdü ,yürüdü ve koştu...
Bir dev adam yakaladı onu ....
Çocuk durdu ve adama baktı
Çocuk dev adamla aynı boydaydı
Çocuk kucağına baktı elinde küçücük bir çocuk..
Çocuk kendine baktı Aynada kocaman bir kadın...
Kadın  yürüdü...yanında adam ve küçüçük çocuk...



17 Ekim 2016 Pazartesi

kanat

Kanatlarım kırıldı .Hangi dala nasıl takıldı bilmiyorum. Onlar varken mi daha özgürdüm , yoksa şimdi mi daha özgürüm. Buna henüz karar veremedim.
Kanatlarım kırıldı . Artık uçamıyorum. Sanırım yürümeliyim.
Kanatlarım kırıldı . Ve güçsüzüm.Kırgınım.
Kanatlarım kırıldı. Kuş misali değil de insan misali nasıl özgür olunur, onu bulmam lazım....
Kanalarım kırıldı.Ben kırdım onları.O kadar dar ve dik sapalara saptım ki; ben kırdım.
Kanatlarım  kırıldı. Katil benim ! İtiraf ediyorum. Ben kırdım onları....
Kanatlarım  kırıldı. Canım çok sıkkın . Onların ağırlığıyla yürümeye o kadar alışmışım ki ....
Kanatlarım kırıldı. Yokluklarına alışmayı öğreniyorum.
Kırıldı benim kanatlarım. Yoklar artık.
Kırıldı benim kanatlarım .Yarası iyileşiyor.
Kırıldılar , kanatlarım, benim kanatlarımdı onlar ;  artık yoklar
Kırıldılar, gittiler ben yolladım onları ...
Kanatlarımı yolladım şimdi geçirdim ,el sallıyorum arkalarından..

3 Ekim 2016 Pazartesi

Kalanlar

Kırıntılar var kalanlardan ,ekmek kırıntıları....
Konuşma kırıntıları var elimde ,çok konuştuğum anlara ait tüm kelimelerimi harcadığım zamanlardan kalanlar ....
Ben en çok ekmek kırıntılarını sevdim...
Çocukken de en çok ekmek kırıntılarını severdim...
Tek tek toplardı dedem günah derdi...
Asıl nedeni bu değildi...
Savaştı....
O ekmeğe muhtaç olduğu eski günlerdi.....
Şimdi de sese muhtacız gerçek bir sese .....
Sanırım ondan çok konuşuyorum boş bulunca sesimi sever diye düşündüklerimin yanında ....
Saçmalıyorum fazlaca can acitiyor bu saçmalamalarım ....
Canımı acitiyor kalanlar da.....