11 Aralık 2017 Pazartesi

İki Mavi Kelebeğin Hikayesidir, bu....

İki mavi kelebeğin hikayesidir,bu...
Salına salına uçan .....
Sahip oldukları her 24 saati beraber geçiren...
Sanki karma onları hep bir araya gelsinler diye yolluyor ,dünyaya
İki mavi kelebeğin hikayesidir, bu...
İki narin mavi kelebek...
Biri daha yeşil taşıyor içinde;
Diğeri daha mavi...
Tonları gibi huyları da farklı....
Biri daha yeşil ,biri daha mavi...
Salına salına uçan ,
Uçarken sanki dans eden ,
Dans ederken farklı iki tondan şarkı söyleyen,
Bir şarkı daha yeşil, bir şarkı daha mavi...
Şarkının içinde ,şarkının masalını yaşayan...
Masalsı sohbetler eden...
İki mavi kelebeğin hikayesidir,bu...
Salına salına uçan....
Biri daha yeşil, biri daha mavi...
Sahip oldukları her anı masal gibi yaşayan...
İki mavi kelebeğin hikayesidir, bu
Salına salına uçan...
Biri daha yeşil, biri daha mavi...

1 Aralık 2017 Cuma

Bir varmış bir yokmuş

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde saçları örgülü bir kız yaşarmış...
Zamanların böyle almadığı bir zamanmış o zaman...
O zamanlar devlerle insanlar beraber yaşarmış...
Her evde bir dev olurmuş...
Onlara tek gözlüsü düşmüş..
İyilikten uzak olan...
Örgülü kız hergün devi iyiliğe yaklaştırmaya çalışıp durmuş...
Sonra hergün  evden uzaklaştırmaya...
Dev evden çıkamayacak kadar büyümüş..
İyilikten uzaklaşmak  devleri büyütürmüş..
Örgülü kız ve evdekiler yıkılan duvarın ardından gelen yelkenliye bindiler...
Yelkenlinin kaptanı onları en uzak bir limana bıraktı..
Ve derler ki..
Yıllar sonra ...
Devler  O diyarı terk edip gitmiş..
Tüm iyilikler dolduğunda diyara..
Yelkenli kaptanı örgülü kızı almaya yeniden gelmiş...
Ve fa notası eşliğinde sonsuza dek dans etmişler

27 Kasım 2017 Pazartesi

Ey Yağmur





Ey yağmur !
Tanımakla görevlendirildiğim kişi ben miyim...
Bu ayaklar köklerim , bu kollar dallarım
Peki bu kalp.. bu yürek....
Hepsi benim mi
Ben mi ısıtacağım hepsini...
Yukardan bakınca sanki
Gülümsüyor...
İçine girince ben yeniden gülümseteceğim..
Olur mu ,başarır mıyım sence


8 Kasım 2017 Çarşamba

Kuşlar

Kuşlar selam getirip götürürmüş...
Öyle derler..
Ben şimdi yüreğimde kimin sesini duyarsam ona götürsün, kuşlar..
Benim ruhum kuşların kulaklarına fısıldasın..
Onlar da ...
Öyle özlemisim  ki meselâ
Sesini, muhabbetini..
İşte onlara götürsün , Kuşlar..
Selamımı .
Şöyle içten iki kelam etmeyi özlediklerime...
Hadi kuşlar

23 Ekim 2017 Pazartesi

Sanki dünyanın en mutlu insanı

Elini göğsünden çıkardı...
Bi küçük kalp..
Yüreğini sunmuş..
Daha ne verilir ki , diye düşünmüş..
Halbuki küçük kız el ele bu yolda yürümek istemişti...
Herkesin bir kalbi vardı..
Onun da vardı ve Ona yetiyordu..
O yürürken yarenlik etmekten bahsetmişti..
Tüh yine yanlış anlatmıştı kendini..
Halbuki her sabah ayna karşısında kendine bakarken ; daha iyi konuşabilmeliyim,diyordu..
Keşke hayat oyun provaları gibi olsaydı..
Şimdi baştan anlatması gerekecekti , herşeyi...
O arkadaşını da kaybetmek istemiyordu, oyunu da ..
Nasıl olacaktı bu ..
Bi bulsa
Nasıl mutlu olacaktı..
Sanki dünyanın en mutlu insanı....


Yağmurlu Günler

Hey yağmurlu günler hoşgeldiniz..
Güneşin güzel güzel , hatta bazen çok ısıttığı günlerden sonra ...
Sizinle karşılaşmak ne güzel..
Çayın tadını çıkardığım günler..
Bir camın arkasından saatlerce yere ve cama düşen parçacıkları izlemek..
O damlacıkların tüm şehri , hatta evreni yıkadığını görmek..
Arınmak.
Ne güzeldir ,güz yağmurlarıyla

16 Ekim 2017 Pazartesi

Kaf Dağı

Buzlu bir dağın arkasıydı. Sanki Kaf Dağı'nı aştım da düştüm , bu masala...
Bu masal kapısını buldum...
Bu dondurucu soğuğun içinde ısındım...
Yolumun sonu gibi geldi...
Meğer ortası bile değilmiş..
Kapıyı açtım...
Yürüyorum , gündüz gece
Bir dost eli var en yakınımda...

24 Eylül 2017 Pazar

Hiçliğin Uzun Parantezleri

Kendi hayatıma sahip çıkamadığım her noktada düştüğüm anlar bu hiçliğin uzun parantezleri...
"kendi hayatına sahip çıkmak " ne güzel bir söz değil mi...
Ergenlikte çok istediğimiz ,
Yetişkin oldukça, olmuş gibi yaptığımız zamanlarda kaçtığımız şey...
Bizi hiçliğin uzun parantezlerine düşüren..
Her düşüşte de ipleri daha sıkı tutmayı hatırladığımız şey...
Halbuki kendi hayatına sahip çıkmak ; özgürlüğün kazanılmasıdır.
Duygulara yenik düşmeden...
Kendi maddi idamını sağlayarak..
Fiziki isteklerinin seni ele geçirmesine izin vermeden...
Dengeye yaklaştırır ki...
Sonrası ver elini özgürlük..
O zaman derim işte bu benim hayatıma ve benim kararım...
Çok mu idealist oldu....
Özgürlük için değmez mi....

21 Eylül 2017 Perşembe

pencere


Kendi penceremi  açtım...
Kapalıymış farketmedim..
Dengede kalmak için
Hayatta kalmak için ihtiyacım vardı...
Ara vermişim şimdi farkettim...
Sonra gelsin gün ışığı...
Mis gibi çiçek kokuları...
İçime doğsun güneş......

16 Eylül 2017 Cumartesi

Eksik Parça

Eksik parçamsın benim..
Ama henüz etrafımdaki parçaların haberi yok..
Zamanlarının dolduğundan...
Eksik oluyorum
Senle yürümediğimiz hergün...
Yüreğimde taşıyorum ...
Kimse görmesin diye..
Zamanları bekliyorum...
Yolların kesiştiği zamanları..
Döngünün yerine oturduğu...
Öyle zamanlar ışte...
Eksik parçamsın..
Yanıma gelip
Beraber yürüyeceğimiz günleri bekliyorum....
Yıldızların inmesini bekliyorum gökyüzünden...
Kulağıma fısıldasınlar ...
Evreni
Döngüyü
Yolumu

13 Eylül 2017 Çarşamba

Oyun

Ne sıkıcı bir oyundu bu...
Öfff
Hiç benim istediğim  oyunu   oynamıyoruz.
Bıktım  işte....
Demek geldi  içimden  ..
Bi  baktım  işteyim,
Müdürle konuşuyorum....
Çıktım üst kata
Zaten dersim var,  girdim sınıfa
Bi başladım oyuna ...
Ohhhhh...
Sonra bi de masal ....
Ohhhh
Ne güzel oldu...
Benim törenim ...

30 Ağustos 2017 Çarşamba

Sana Geldim

Sana geldim ....
Bir ağaç gölgesi bulmaya..
O serin sularda yıkanmaya....
Sonbahar ben geliyorum,diyordu..
Yapraklarından anladım...
Sana geldim...
Dallarının altında sabah çayı, akşam rakısı içmeye...
Sana geldim ,dostum..
Sana sarılmaya...
Yıllar olmuş...
Savaş başlayalı...
Seninle hep barışık kalmaya...
Sana geldim...
Bi sohbet edeydik...
Dallarından gelen rüzgârın sesi
Müziğimiz olurdu...
Sana geldim...
Ağacım , can dostum ..
Sana geldim...
Yollarımız bu tepede birleşti..
Yanında kalmaya geldim...
Hoş buldum....

26 Ağustos 2017 Cumartesi

Yağmur

Nasıl bir yaz yağmuruydu, o öyle..
Sanki gök delinmişti...
Bütün şehir yıkandı ..
Yeniden
Yeniden temizlendi, hava toprak ve
Ben
Çıktım çatıya
Sessizce yıkandım yağmurda.
İçim temizlendi ..
Yüreğim ferahladı..
Bi çay koydum, bi kitap aldım..
Bir yazı yazdım ardından..
Oğluma baktım sonra
Mışıl mışıl uyuyor..
Çiçeklerime baktım
Gülümsediler bana
Sana baktım
Ah bi çay daha getirmişsin..
Ne iyi geldi
Gülümsedim..
Çünkü limonu da unutmamışsın


25 Ağustos 2017 Cuma

Gün simsiyahtı

O gün gökyüzü simsiyahtı...
Bulutlar nasıl gri..
Hava puslu..
Eve girdim ..
Ev daha puslu..
O havadan kaçmak istedim..
Çok yorulmuştum..
Keyfim hiç de yerinde değildi..
Canım çok sıkkındı...
Kendimi kapana kısılmış gibi hissettim..
Sonra şöyle bir nefes aldım derince...
İçim açıldı..
Her yer renklendi..
Gün yeniden doğdu..
Hayat yenilendi...

24 Ağustos 2017 Perşembe

Masal

Sessiz bir kuyudan indim ..
Yosun kokusunu içime çeke çeke yürüdüm, geçitten...
Döndüm sağımda bir boşluk,
Solumda bir masal kapısı
Önünde mermer merdivenler
En sevdiğim ve adını hiçbir zaman öğrenemediğim mor çiçekler..
Açıldı kapı girdim içeri..
Ardından masal tekerlemesi ve
Gelsin ejderhalar, prensesler, şekerden evler..
Uyanmışım saat çalınca.

22 Ağustos 2017 Salı

Hoşgeldin gülümsemesi

O gün şemsiyemi unutmuşum .
Hani şu senin aldığını
Asmışım kapıya , unutmamak için.
Yine de unutmuşum..
Sanki biri bulmuş da kapıya asmış gibi...
O güzel tatil dönüşü beni kapıda bekliyordu.
Nasıl sadık..
Öylece sahibini bekleyen tatlı bir köpekçik gibi..
Senden ayrılıyorum,
Eve yürüyorum..
Ve bir merhaba, hoşgeldin gülümsemesi.



Ilık bir Sonbahar

Ilık bir sonbahar günüydü...
Yağmur çisil çisil yağıyordu..
Hafif bir rüzgâr eşlik ediyordu, yağmura..
Günlerden pazartesi'ydi...
Aylardan Kasım..
Kasımpatları heryerini sarmıştı, bahçenin..
Pencereden bakınca gözükmüyordu..
Ama bahçeye çıkınca..
Herbiri cevap bekleyen gözlerle bakıyordu..
Bi konuşan arıyorlardı..
Bi yaren , bi arkadaş..
Su için değil sohbet için
Gideyim yanlarına istiyorlardı.
O sabah uzun uzun konuştum, onlarla..
Dertleştik biraz..
İyi geldi..
En iyi onlar dinliyordu , beni..
Sonra pencerenin önüne geçtim...
Ağaçlara ve yağmura daldım...
Ve yazmaya başladım..
Yazmalar bitti, okumalar başladı..
Sonra kapı çaldı..
Postacıymış.

18 Ağustos 2017 Cuma

Tas

Üç tas hoşafım var hepimize yeter...
Beraber yedikçe artar bereketi..
Gel canım
Gelin canlar ...
Taslar neşeyle boşalırsa...
Gülen gözlü insanlar yerse
Pişirdiklerimi..
Bereket gelirmiş
O gittiği uzun yoldan geri..
Üç tas hoşafım var
Acı kahvem var
Gel can dostum...

15 Ağustos 2017 Salı

Yas

Acını yaşa dostum..
Yasını da sonuna kadar..
Bir ömür boyu omzunda yükün olmasın
Yüreğinde olsun
İstediğinde çıkar bak ona
O senin yasın
Senin acın
Senin baban
Acını yaşa dostum..
O senin....
Kimselere verme ...
Yüreğin yer açsın
Bu yasa bu acıya
İzin ver..
Hep senin kalsın
Senin o
Bırakma olur mu ...
Dostum

13 Ağustos 2017 Pazar

Kim

Sokağın  başını dönerken arkamdan bakan kim..
Eminim takip ediliyorum ,dedi kendi kendine ...
Devam etti yoluna ..
Aslında devam etmedi , uzattı yolu..
Arkasından biri geldiğine emin olunca ;yolu karmaşık hale getirmeyi düşündü,kendince..
Takip edenin kafası karışsın istedi iyice...
Acaba kimdi ..
Kimdi peşini bırakmayan,
Kimliğini saklayan
Ama vazgeçmeyen
O yoluna devam ettikçe peşini bırakmayan..
Nasıl meraklandı...
Sonra bıraktı , şu merak işini
Günü gelince karşısına çıkar nasılsa..
Şimdilik içinde kalsın...
Beklesin en uygun günü ...
Hiçbirşey sebepsiz değildi, bu evrende ..
Şimdi sabırlı olmalıydı

14 Temmuz 2017 Cuma

Sarı

Sarı çarşaflar çok kirlenmisti.
Her hafta çarşaf yıkamak diye birşey öğrenmişti , annesinden...
Saydı günleri bir hafta olmamıştı..
Şimdi yıkamayacak mıydı , yani ...
Ama annesi evlenmeden önce tembih etmişti , bir hafta..
Daha neler tembih etmişti...
Mesela kocaya yüksek sesle konuşulmaz..
Ama daha dün kavga etmislerdi..
Ve bayağı bağırmıstı...
Neleri doldurmuştu sepetine yük diye...
Sonra unuttu ruhunu ...
Niye evlendiğini...
Bu adama nasıl aşık olduğu...
Daha neleri...
Şimdi sarı carsaflari 4. Gün yıkasa nolurdu
Yine oturdu , onu düşündü...

13 Temmuz 2017 Perşembe

Kusur

Kusurlarını düşündü , düşündü ....
Amanın ne çoktu...
Nasıl karardı, içi
Yürüdü ,yürüdü..
Açılsın diye ...
Olmadı...
Koştu, koştu ..
Yine olmadı....
Sonra ,
Kaldırdı kafasını güneşe baktı...
Güneş içini yaktı...
Bir erdem geldi aklına...
Kendine ait
Baktı kalbine beyazlıyor...
Bir erdem daha bulmak için
Yürüdü..
O erdeme yaklaştıkça beyazladı, kalbi
Daha adil oldukça ...
Daha doğru oldukça ...
Daha çok gülümsedikçe ...
Daha neler neler vardı , da...
O yaklaşmaya çabalıyordu...
Bir de düşmese iyiydi , atalet çukuruna...

3 Temmuz 2017 Pazartesi

sessizlik

Yolda  yürürken   sessizliği yeni fark   etmişti  küçük kız ..
Sessizlik o  kadar hakimdi ki, korktu...
Arkasına döndü,   baktı
Annesi ile babası elele geliyorlardı..
Çok mutlu oldu,  gülümsedi..









İçi huzur dolmuştu...
Aslında 'huzur' kelimesini tanımıyordu,
Sadece içindeki hisleri biliyordu..
Ne güzel bir resimdi, bu
Büyüdü ve salonunun en güzel yerine astı
Atatürk resmi ile yanyana ....

23 Haziran 2017 Cuma

Böyle

Böyle oturmuş seni düşünüyordum.
Aklıma bana aldığın kitap geldi..
Hiç dokunamamıştım , sen kokuyor diye...
Artık okumalıyım dedim
İçindeki gizemi bulmalıyım..
Sen mi yoksa...
Yüreğinden kopan bu armağanın
Bir sebebi ve bir gizemi olmalı
Yüreğini taşıyan
Sanırım ben abarttım
Kaç kişi kitap hediye etti ki
Ondandır.
Sadece en sevdiğim kız arkadaşlarım...
Böyle işte....


22 Haziran 2017 Perşembe

Güneş

Güneşi üstümde hissetmeyi özlemişim.
Güneşin içime bıraktıklarını özlemisim.
Gönlüme dokunur ne zaman göğe bakıp selamlasam ...
İçime doldurduğu enerjiyi özlemişim.
Yaz geldi, bu sıcak günler geldi.
İçin ısındı..
Ruhum yeniden ve yine doldu o sarının enerjisiyle ..
Ben güneşi çok özlemisim

15 Haziran 2017 Perşembe

Saksı

Saksılar doluydu..
Bir boş saksı bulmam lazım
Yepyeni bir kızım var ona lazım
Kendini daha rahat hissetsin diye
Şöyle ferahlasın diye...
Yeni evine kendini iyi hissetsin
Ona sarı bir saksı aldım
o turuncu çiçekleri
Ne güzel gözüküyor, şimdi
Yeni saksılar, yeni çiçekler
Yepyeni kokular...
Daha ne isterim

13 Haziran 2017 Salı

dal

Daldıkça mavinin her tonuyla tanışmak..
yine ve yeniden
Yürümekten daha öteydi, yüzmek
Suyun verdiği enerji
ne hızlı içime işlemişti...
Mavilikler, yeşillenen mavilikler...
Başlangıç gibiler...
Kocaman açmış kollarını deniz bizi kucaklıyor
İçine alıyor
Şevkatli kollarında yer buluyoruz kendimize..
daldıkça
o sebepten hep dal..

12 Haziran 2017 Pazartesi

şölen





Bir şölendi,bu yaşadığı...
O'na sunulanları böyle yorumlamaya başlamıştı...
Kucakladı...
Kucağına sığmayanlar oldu...
Çiçeklerin bir kısmı kollarının  arasından kaydı...
Düşenlere baktı,çok üzüldü...
Onları almak için eğilince kucağında kalanlarda düşmeye başladı..
Durdu...
Elindekilere baktı..
Ne güzellerdi...
Bir daha kokladı ,bir daha...
Ne nazenindiler....
Sarıldı 
Onlara...


7 Haziran 2017 Çarşamba

Kayıp

Kayıptı , kaybolmuştu
Onu bulduğumda..
Yürüdük ...
Ormanın ardından nehrin sesi geldi..
Yürüdük ..
Şelalenin şangırtısını duyduk..
Ben koşmuşum..
O şangırtının çoşkusuyla..
O bekliyor...
Arada duruyorum, yavaşlıyorum..
Belki de yetişir...
Hiç olmazsa

2 Haziran 2017 Cuma

Hoşgeldin

Hoşgeldin
Seyirlik değil , ömürlük olsun..
Hani o çok bilinen şarkıdaki gibi...
Öyle güzelliklerle geldin ki,
Sanki bir masalın içinde yürür gibiyim...
Hayat, Bahar, Aşk ,Yol,Huzur...
Hepsiyle elele tutuştun geldin...
Hoşgeldin...
Sonra dedim ki,
Yorulmuşsundur, uzun yoldan geldin..
Kahvem var içer misin ?

29 Mayıs 2017 Pazartesi

Gürültü

Gürültü ve patırtı geliyordu, dışardan...
Radyoyu açtım içeriye kuş cıvıltısı doldu..
Bir kitap aldım elime..
Bi dakika bi çay koyacaktım ben.
Gün ışıdı artık...
Kahvalılıkları çıkardım...
İnce belli bardağıma çay koydum..
Ekmekler de kızardı..
İçerden bir oğlan sesi geldi...
Anne , Günaydınnnnnn
Süt de şimdi ısındı zaten....
Günaydın canım oğlum
Hayatıma hoşgeldin

23 Mayıs 2017 Salı

Tadında

Ben bu akşamın adını koydum: 'tadında'.....
O kollar sevgiye , aşka nasıl tadında açılır..
Nasıl tadında kabul edilir eksikler..
O eksiklerin tamamladığı , doğurduğu yeniler..
Herşey tadında olunca nasıl rahatça arındırırsın ruhunu...
Cesaretin bile tadında olmalı hayata...
Alt üst olmalısın tadında...
Bazen de yerin altında aramalısın kaderini...
Ama herşey tadında ...
Çünkü herkes ve herşey o kadar tadındaydı ki...
Az şekerli bir türk kahvesi gibi

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Bırak

Bıraaakkkk  diye bağırmışım,  kendime ....
Şu elinde  tuttuklarını bırak...
Yükün çok ağır....
Nasıl terlemişim ,rüyanın orta yerinde uyandım ...
Baktım  ellerim  sımsıkı ,avuçlarım sımsıkı kapalı...
Nasıl  acıyor...
Tırnaklarımı batırmışım....
Yavaşça açtım ellerimi...
Yavaşça doğruldum yattığım yerden ...
Derin bir nefes aldım..
Ohhh dedim...
Bi açtım perdeyi sabah olmuş, gün doğmuş...
Gün ışığını buyur ettim içime , odama , evime...
Sonra ellerime dedim ki bırak...
Ellerim döndü baktı yüzüme;
tutan biz değiliz dedi...

5 Mayıs 2017 Cuma

Hıdrellez

Dileğim için bekliyorum ben uzun zamandır...
Hidrellez gelsin diye..
O zaman çiceklenirim
O zaman çıkar yazıklar...
Gül dalları niyetlerle dolar...
Bekledim ben de
Beklerim hep çocukluğumdan beri
Hidrellez gelsin diye ...
Çiçekleneyim diye...
Bahar yaza karışsın diye...
Tüm iyi niyetler gerçek olsun...
Geceyi yıldızlar
Günü güneş
Tüm insanları iyi niyetler ısıtsın...
Hoşgeldin Hıdrellez

3 Mayıs 2017 Çarşamba

kadeh





Ağzımda hafif  buruk ,  biraz da acımtırak bir tat...
Önümdeki kadehte tüm laller bitmiş de biraz dibinde kalmış..
Bana pembe pembe bakıyor...
Şimdi bu pembe bana ne diyor....

                                             Biraz çakırkeyif, biraz uykulu...
                                                                               Hafif hafif ağzım dilim dolanıyor...
                                                                               Hepsi lalden mi ...
                                                                               Yoksa benden mi,,,
                                                                               Biraz kül biraz duman ..
                                                                               Son zamanlarda o benim işte 

15 Nisan 2017 Cumartesi

Hayır

Hayır
Her işte bir hayır vardır , derdi ananem
Hayırlı olsun bu işimiz ve tüm işlerimizde...
Öyle hayırlı olsun ki ;kimse seçme ve seçilme hakkımızı almasın elimizden...
Kimse sözümüze, elbisemize, yürümemize, oturmamıza-kalkmamıza ...
Arkadaşımıza, dostumuza,sevgilinize,yarimize ,karımıza-kocamıza...
Kararlarımıza, düşüncelerimize,yolumuza
Karar vermesin, bizim için...
Çünkü her insan ; yetişkin her insan kendi kararlarını verebilir.
Kendi hayatını idam ettirebilir.
Kendi hayatının sorumluluğunu almak zorundadır.
Alınca zaten hayırlı olur o güzel günler
Alalım o sorumluluğu tüm acı tadına rağmen
Kahve gibi arada bir buruk tat verir ama hatırı da hayırı da bir ömre bedeldir...

13 Nisan 2017 Perşembe

Yeni

Yenileri karşılamak lazım.
Yeni gelen baharı
Yeni bir duyguyu
Yeni bir düşünceyi
Bu yenilere yer açmak lazım ..
Bahar temizliği lazım.
Güzelce oturup ayırmak lazım.
Kullanım dışı olanları bulmak lazım .
Bazılarını da bir elden geçirip , yenilemek lazım.

12 Nisan 2017 Çarşamba

saat

Aklıma 'saatleri ayarlama enstitüsü' geldi...
Saatlerimiz ayarsızdı bu kış..
Hep bi ayarımız kaçık...
Tutturamadık uyumu...
Doğu -Batı , Kuzey- Güney..
Son bi ayar zamanı var ...
Ucundan yakalamak lazım...
Çok ayarını kaçırmadan Dünya'nın

Benim de ayarım kaçık saalerle ..
Zamanla ...
Hep bi kaçıyor bu telefonun saat ayarı..
Sonra ben de kaçırıyorum zamanı...
Biraz önden , biraz geriden...
Sarkacın kolunu yakamaya ramak kaldı...

Beni hep bu güzel havalar mahvediyor...
Bahardan ,yazdan , kıştan kaçıyor ayar....
Ve şimdi çalıyor alarmı telefonun
Uyanıyorum....
Yeni Gün başlıyor......



Veda etmek

Veda etmek
Bir veda busesi verip
Gitmek
Fazla acıtasyon yapmadan
Ama küçük hüznü de yaşayarak
Kısa yasını tutup
Bitirmek filmi
Son yazısı çıktı bile...
Haftaya bir tiyatro oyununa gidiyorum filme değil dedi kadın

6 Nisan 2017 Perşembe

Kabuk

Kalbi yok yok sadece kalbi değil ,ruhu ,aklı, tüm benliğini koydu karşısına...
Başladı tüm kabukları tek tek soymaya...
İlk kalkan kabuk çok acı verdi..
İlkti çünkü...
İlk kez denemişti bunu...
Şimdi daha ne kadar var bilmeden soyuyor..
Bir süre sonra kaçıncı kabuk olduğunun önemini bir kenara bıraktı...
Sonra bir baktı ki his acı değil başka bir şey..
Başlarda çok heyecanlıydı..
Kabuklar kalktikca altından ne çıkacak diye beklemek...
Biraz sonra o heyecan bitti..
Soymaya devam edip etmeme kararına geldi..
Şimdi O'nu da geçti ...
Ama artık herbir kabuktan önce hazırlanması gerektiğini düşünüyor...
Daha hazır ..
Ama bu hazır ne kadar hazır ..
Neye hazır...

5 Nisan 2017 Çarşamba

Köklerim

Kırmızı saçlı küçük kız ormandaki en büyük ağacın altına oturdu.
Ve bekledi..
Hiç konuşmadan , ağaç O'nu anlar diye...
Sonra zaman öyle geçti.
Kırmızı saçlı küçük kız ormandaki en büyük ağacın altında otururken kendisi için bir yer istedi..
Nolur dedi tüm ağaçlara bana da bi yer açın
Orman sustu..
Kuşlar cıvıldadı sadece..
Ağaçların dalları sallandı, rüzgardan.
Kediler, köpekler, sincaplar, maymunlar,ayılar.....herkes kendi işini yaptı
Küçük kız ağladı, ağladı ,ağladı..
O kadar çok ağladı ki, ağlamaktan yoruldu.
Sonra sustu..
Bu sefer de susmaktan yoruldu..
Kalktı ..
Arkasına baktı.
Önüne baktı.
Saklambaç oynadı.
Oyunun sonunda köklerini hissetti ,toprağın altında..
Kanatlarını ve dallarını hissetti ,rüzgarın şarkısında..
Yanında yavru bir fidan gördü..
Bembeyaz O'na bakan ..
Göğe baktı masmavi..
Önüne baktı ufuk çizgisi ..
Güneş ısıtıyor, tüm benliğini..
Yavrusu ile elele tutuştu ..
Yürüyor.

29 Mart 2017 Çarşamba

Bahar

Bahar, gelmişti...
Bu sene başka bahardı, bu....
Çok nazenin geldi...
Yavaş yavaş
Usul usul ..
Öyle girmişti ki ; kapıdan içeri...
Bunun arkasından gelen yaz ,güz ,kış
Nasıl gelecekti...
Aynı nazeninlikle mi yoksa ...
Sorular kafasında uçuşuyordu.
Oturdu, bir kahve yaptı..
Şöyle bahara yaraşan bir plak koydu pikaba...
Böyle karşıladı gelen baharı...
Tadını çıkardı.

20 Mart 2017 Pazartesi

Küçük Prens

Sevgili Küçük Prens , Sen kırmızı bir gülle geldin, Bense elimde bembeyaz kalbim,
sana uzatıyorum. O zencefil rengi saçlarıyla yeşili seven melek var ya .. O benim. Bir zamanlar bir masal kahramanıydım... Sonra bu dünyaya düştüm.. Korkma benden olur mu çok korktum ben, Yaşlandım.. Kaçma benden zehir yok içimde ... Yüreğimde yalnız bir küçük melek var.. Küçük bir oğlan çocuğuna ait.. Bu yol durmuyor, Küçük Prens.. Sanıyor musun ki hep böyle kalacak... Kalmaz ... Yüreğimizdeki yıldızlar elbet bir gün Aynı yerde buluşur.. Aynı ağacın altına saklanırız, bir avuç gölge için.. Ve belki sen o uçağı uçurursun .... Yeniden göğe yükselip dünyadaki gölgemize bakarız... Notalar gelir ardımızdan göğün senfonisini çalarak....

14 Mart 2017 Salı

Kaybolmak

Önce suya baktı , sonra yola..
Ve orada oturdu ve kaldı..
Bekledi ...
Herşey çok hızlıydı, O'nun için..
Duyamıyordu ve sisten hiçbirşey göremiyordu..
Bir çocuk kulağına 'denemeye devam et' dedi...
Atladı karanlığın ortasına ,ıssızlığa doğru...
Beyninin içine düştü..
Tüm aksonlar ve dendiritler ağ gibi kaplamıştı..
Bir ışık lazımdı..
Belkide kaybolmalıyım dedi , ormanın içinde...
Bir yıldırım sesiyle uyanırım.
Yıldızlar yağar üzerime..


30 Ocak 2017 Pazartesi

hikaye

Zamanlardan bir zaman çok da eski bir zaman bir şifacı kadın varmış.
Şifası ,şifa mı değil mi bilmezmiş,önden..
Sonraları bir adam bulmuş O'nu eve gelince koklamayan....
Kokusunu değil kalbini koklayan...
İşte O'nun yanında huzur nedir ,onu bulmuş....,
Gel zaman git zaman o huzurun hayatın tamamı olmadığını görmüş,anlamış,farketmiş..,
Karnından bir şifa daha doğmuş o evin içine ..
Sıcacık ve canlı
Sanki alev gibi ama sevinç saçan
Sonra kadın biraz daha yürümek lazım demiş ...
Yürümüş...
Yürümüş ...
Bir küçük saraya varmış..
Oraya oğluyla gidebiliyormuş
O sarayda içine doğan ışığın devamını bulmuş...
O sarayın sahipleri,hizmetkarları hepsi kucak açmış..
İkisine de , hatta daha fazlasına da...
Yıllar yıllar sonra oğlan büyümüş ..
Koca adam olmuş...
Kadın o saraya yalnız girecek kadar küçülmüş...
O saraydakilerin aguşundan gelenlerle ışık bulur olmuş...
İşte bu içindeki kendi şifasını nereye koyacağını bilmeyen , arayan kadının dostlarına kavuşmasının hikayesidir....

15 Ocak 2017 Pazar

Umut

Ben umudunu kesemeyenlerdenim ,bu ülkeden
Bizim insamızdan...
Herkes soruyor bu umudun kaynağı nereden geliyor,diye...
Ben hep kalbimin içine bakıyordum...
Orada bana bakan umut saçan ATATÜRK'ü görüyordum...
Bugün oğlumun ödevini yaparken ,
Kafamı kaldırıdım
Ve sadece kalbimin içinde olmadığını gördüm...
Bunları bana Trabzon Atatürk Köşkü'nün resmi yazdırıyor...
Ne kadar huzur dolu ,sade ve asil...
Ancak bu kadar sadelikle içimize işlemiş bir umut
Bizi her türlü karanlıktan çıkarabilir...
İyiki doğmuş ATATÜRK...
İyiki bu topraklarda doğmuş...
Sarılmayı unutmayalım O'NA
Ve verdiğimiz sözü tutalım...
+

4 Ocak 2017 Çarşamba

Ördek

Suyun içinde yüzmeyi yeni öğrenen bir ördek gibiyim.
Bir gökyüzünü görüyorum,bir denizin dibini...
Zaman zaman suyun üstüne çıkmaya korkuyorum...
Çıkınca göldeki sandala çarparım ,diye...
Sürekli kulaç kulaç ..
Kollarım yoruluyor, bir öğrenebilsem
Bir hatırlayabilsem dengede kalmayı...