25 Ekim 2016 Salı

Zehrim

Aslında hep oradaydın ama hiç yoktun.....
Gerçekten hiç olmadın sen,varlığın oradaydı ama kendin hep eksiktin...
Yoktun ..... Benim hayatım senin varlığındaki yoklukla geçti, belirsiz....
O kadar kendime yettim ki ; ben de amma yetiyorum kendime demedim.
Kendi işimi kendim görmeliyim dedim ve uzaklaştım ....
Kendi işimi yaptıkça özgürleştim ....
Maddi ve manevi bağımı kopardıkça yaklaşamadın....
Ve aramızda olan çözülemeyen aslında Senden kaynaklı sürtüşmeler bitti....
O sürtüşmeleri hep yaratırdın ,sanki bir zehir bulaştırırdın üstüme ,
Ben öfkeyle kusardım onu....
En değerlin vardı senin tüm merhametin ,şefkatin,sıcaklığın,affedebilme yeteneğin , şifaların onun içindi....
Bana düşen bir iksir şişesi zehir...
Hep hazırdı bir köşede ,ben gelirsem diye yedekte....
Ergenlikteki misinalar falan aslında kendini mutlu etmek için
Yavrum olunca inandım sana ,sanki gerçekten içtendin....
Ben yine kendi işim, kendi sorumluluğum dedim...
Dedikçe sen kendince bir hikaye yazdın kendini mutlu etmek için....
Ama onların hepsi benim zehrim oldu.....
Ve anladım ki sen kendini yüceltmek için varsın beni değil....
Ne acı bunların hepsi benim zehrim .....
Ve hergün sunuyorsun bana koca bir kazan dolusu.....
Severken mi zehirliyorsun,yoksa zehirlemeyi mi seviyorsun
Tüm sözlerin benim zehrim.....
Çünkü sen ya hep ya hiçcisin ya en kıymetlin olunur ya da ........

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder